Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, Hatay Şehir Plancıları Odası Başkanı Serkan Koç ile uzun zamandır beklenen ve askıya yeni çıkan Antakya Tarihi Kent Merkezi'ne ilişkin Koruma Amaçlı Plan revizyonları üzerine konuşuyor.
Antakya Tarihi Kent Merkezi'ne ilişkin Koruma Amaçlı Plan revizyonları bayramdan önce 15 günlük süre ile askıya çıkartıldı. 15 günün dokuz günü bayram tatiline denk geldi ve Antakyalılara itirazlarını yapabilmeleri için sadece altı gün kaldı!
6 Şubat depremlerinde büyük bir tahribata uğrayan Antakya Tarihi Kent Merkezi, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında 05 Nisan 2023 tarihinde Riskli Alan ilan edilmişti. Riskli alan kararı ile planlama yetkisi Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden alınarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na geçmişti. Ancak burası kentsel ve aynı zamanda arkeolojik sit alanı. Yani Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Kurulları tarafından koruma altına alınmış bir yer ve Mayıs 2023’te bir protokolle sit alanına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı da devreye girmişti. O dönem, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı ile Hatay'ın merkezini aslına uygun yeniden canlandırmayı, kültürel mirasını ihya etmeyi, kent kimliğini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı amaçladıklarını belirtmişti.
Konuğumuz Hatay Şehir Plancıları Odası Başkanı Serkan Koç ile yedi ay önce, 4 Aralık 2023’te 'Depremin harap ettiği Antakya’da planlama çalışmaları ne aşamada; kimler sorumluluk aldı ve hedefler nedir?' başlıklı bir program yapmıştık ve Antakya koruma planları ile ilgili son durumu sormuştuk. Şimdi ise kendisiyle uzun zamandır beklenen ve askıya yeni çıkan koruma planları üzerine konuşuyoruz.
Depremden sonra Antakya kentsel sit alanı, şehrin diğer yerleri gibi büyük ölçüde yıkılmıştı. Ardından tarihi kent merkezinde uygulanan hızlı ve özensiz yıkım ve moloz temizleme çalışmaları neticesinde hafif hasarlı ve güçlendirmelerle kurtarılabilecek çok sayıda tarihi yapı, restorasyon, rekonstrüksiyon gibi uygulamalar için gerekli olan belgeleme, ölçümleme ve analiz çalışmaları yapılmadan yıkılmıştı. Bu yıkımlar sırasında komşu binalar da çoğu zaman tahribata uğradı ve sonuç olarak sokak ölçeğinde büyük yıkımlar meydana geldi. Artık sokak izlerinin okunamadığı tanımsız bir alan haline dönmüştü kent merkezinin çoğu yeri. Konuğumuz Serkan Koç’a böylesine boş bir alan haline dönmüş bir yerin planlamasının nasıl yapıldığını soruyoruz.
Antakya’nın tarihi kentinden yeller esiyor ve Antakyalıların çoğu kenti terk etmek zorunda kaldı; terk etmeyenlerin önemli bir kısmı ise konteyner kentlerde yaşamaya çalışıyor. Koruma Planı, bu gerçekler çerçevesinde neler öneriyor? Koruma Planlarını hangi bakanlık ve kurumlar üstlendiler?Koruma planları yapım sürecine Antakyalıların ve STK’ların katılımı ne ölçüde sağlanabildi? Nasıl oldu da planlar tamamlanmadan plan alanının bir kısmı özel proje alanı haline getirilerek mimari tasarım işine girişildi? Askıdaki koruma planları ne diyor? Antakya tarihi merkezi, korkulduğu gibi, ‘açık hava müzesi’ne mi dönüştürülüyor yoksa turizm, ticaret alanına mı? Antakya’nın bütünü için İmar Planları yapılıyor mu?